top of page

Gökberk Bilgin, Green Power’ın Yeni Sayısında Yer Aldı!

Aug 26, 2025

Genel Sekreterimiz Gökberk Bilgin, Green Power'ın yeni sayasında enerji depolama sistemleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Depolamanın enerji dönüşümünde stratejik kaldıraç haline geldiğini ifade eden Bilgin, "Türkiye mevcut güçlü altyapısını ve gelişen dijitalleşme kabiliyetlerini kullanarak depolama sektöründe avantaj yaratmayı hedeflemektedir." ifadelerini kullandı.

- Türkiye’de depolama yatırımları iş dünyasının gündemine ne ölçüde girdi?


Başlangıçta yenilenebilir enerji kaynaklarının değişken doğasına teknik bir çözüm olarak görülen enerji depolama, artık ithalat bağımlılığını azaltan, şebeke istikrarını sağlayan ve yeni iş modelleri yaratan çok boyutlu bir pazar haline gelmiştir. Son dönemde hayata geçirilen “Süper İzin Kanunu” gibi düzenlemeler, bürokratik engelleri ortadan kaldırarak yatırım ortamını önemli ölçüde iyileştirmiştir. Bununla birlikte, 160 GW’ı aşan ön lisans başvuru hacmi ile gerçekçi kapasite hedefleri arasındaki büyük fark, pazarda spekülatif bir rekabetin varlığına işaret etmektedir. Depolama yatırımları için henüz piyasada net bir sinyal ve yeterli gelir modeli bulunmamaktadır. Ancak enerji depolama sistemlerinin frekans kontrolü, reaktif güç kontrolü, black start ve sınırlı frekans hassasiyet modu gibi yan hizmetlere katılımı için piyasalar oluşturulmaktadır. Özellikle hızlı frekans kontrolü ve asenkron reaktif güç desteği gibi yeni yan hizmet piyasaları depolamalar için kritik gelir modelleri olarak görülmektedir. Gelir modellerindeki belirsizlikler, finansman teminat yükümlülükleri ve yerel idareler ile ilgili sorunlara rağmen ülkemizde birçok yatırımcı bataryayı bir zorunluluk veya aşırı kapasite için bir araç olarak görmekte ve stratejik bir karar olarak yatırımlara devam etmektedir.


- Enerji Depolama sektörü, Türkiye 2053 net sıfır vizyonuna ulaşmada nasıl bir rol üstlenecek?


Enerji depolama sektörü, Türkiye’nin artan yenilenebilir enerji kapasitesini yönetilebilir kılmak, şebeke güvenliğini ve esnekliğini sağlamak, dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 net sıfır karbon hedefine ulaşmak için stratejik ve vazgeçilmez bir unsurdur. Türkiye’nin kurulu gücünde, son bir yılda yaklaşık 2550 MW’lık artışın yüzde 85’i güneş enerjisinden gelmiştir. Son 10 yılda gelen kurulu gücün yaklaşık yüzde 88’i yenilenebilir kaynaklardan sağlanmıştır. Bu hızlı artış, özellikle rüzgâr ve güneş gibi kesintili yenilenebilir kaynakların şebekeye entegrasyonunu zorlaştırmakta ve depolama ihtiyacını çok fazla ortaya koymaktadır. Enerji depolama sistemleri, bu kesintili üretimin şebekeye daha fazla ve daha esnek bir şekilde dahil edilmesini sağlayarak yenilenebilir enerjinin şebeke üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır ve yüksek penetrasyon oranlarına ulaşılmasına olanak tanır. Türkiye’nin 2035 yılına kadar 122 GW’a yakın yenilenebilir enerji yatırımı hedefi bulunmakta olup, bu projelerin çoğu hibrit olarak ilerleyecektir. Özellikle toplayıcılık, iletim operatörünün doğrudan kontrol edemediği dağıtık yenilenebilir üretimin sisteme entegrasyonu ve dengeleme güç piyasasına ulaşılabilir hale getirilmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu alandaki yatırımlar, sadece enerji dönüşümünü hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda sanayide ve teknolojide önemli bir ivme de sağlayacaktır.


- Önümüzdeki 5 yılda depolamada Türkiye’nin küresel rekabette avantaj sağlayabileceği 3 ana başlık sizce neler?


Enerji depolama sektörü, Türkiye’nin güçlü sanayi altyapısı ve yenilenebilir enerji potansiyeliyle birlikte büyük bir sanayi imkanı da sunmaktadır. Batarya hücreleri üretmek yerine, büyük global firmaların batarya sistemlerini entegre eden bir rol üstlenme potansiyeli bulunmaktadır. Ayrıca, enerji yönetim sistemleri ve batarya yönetim sistemleri gibi dijitalleşme ve yazılım yetkinlikleri, depolama sistemlerinin optimal yönetimi için hayati önem taşımaktadır. Yapay zeka, makine öğrenimi ve dijital ikiz teknolojileri gibi inovatif yaklaşımlar, depolama sistemlerinin yönetiminde tahmini, optimizasyonu ve karar destek mekanizmalarını geliştirerek operasyonel verimliliği artıracaktır. Bu yatırımlar, sadece enerji dönüşümünü hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin enerji teknolojileri alanında küresel rekabette avantaj sağlamasına da katkıda bulunacaktır.


- Türkiye’de iş dünyası depolama teknolojilerinde daha çok batarya üretimine mi yoksa sistem entegrasyonuna mı yöneliyor?


Mayıs ayında düzenlediğimiz 3. Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’nde sektör liderleri, Türkiye’nin pil hücreleri üretmek yerine, büyük global firmaların batarya sistemlerini doğru ve akıllıca bir araya getiren bir entegratör ülke konumuna gelebileceğini belirtmektedir. Bu rol, batarya, güç çevrim sistemi ve enerji yönetim sistemi gibi bileşenlerin uyumlu ve etkin bir şekilde birleştirilmesini içermektedir. Mevcut sanayi altyapısı (transformatörler, invertörler, konstrüksiyon gibi bileşenlerdeki yerlileşme) bu entegratör rolü için güçlü bir temel oluşturmaktadır. Enerji depolama sistemlerinin etkin yönetimi için ileri düzey enerji yönetim sistemleri, batarya yönetim sistemleri ve akıllı şebeke sistemleri hayati önem taşımaktadır. Türkiye’deki firmalar, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojileri kullanarak tahmini, optimizasyonu ve karar destek mekanizmalarını geliştiren yazılımsal altyapılar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Özellikle Avrupa pazarında Çin menşeli batarya yazılımlarına olan güvenin düşük olması, Türk yazılım firmaları için önemli bir fırsat sunmaktadır. Türkiye, güneş enerjisi panellerinde maliyet bazında yüzde 90’ın üzerinde yerlilik oranına ulaşma hedefiyle hücre fabrikaları kurma yolunda ilerlemekte ve rüzgâr enerjisinde yüzde 60’ın üzerinde yerliliğe sahiptir. Ancak batarya hücresi üretiminde Çin’in baskın bir üstünlüğe sahip olduğu ve kapasite kullanım oranlarının düşüklüğü göz önüne alındığında, her şeyi üretmek yerine akıllıca üretim yapmak ve teknoloji transferi ile iş birlikleri arayışına girilmektedir. Bu, Türkiye’nin mevcut sanayi ve mühendislik kadrosuyla katma değer sağlayabileceği entegrasyon ve yazılım alanlarına odaklanma stratejisini pekiştirmektedir.


Özetle, Türk iş dünyası, küresel batarya hücresi üretimindeki devasa ölçek ve teknolojik rekabetin farkında olarak, stratejik odağını entegratör bir rol üstlenmeye, ileri düzey enerji yönetim sistemleri ve yazılımları geliştirmeye kaydırmıştır. Bu yaklaşım, Türkiye’nin mevcut güçlü mühendislik altyapısını ve hızla gelişen dijitalleşme kabiliyetlerini kullanarak enerji depolama sektöründe kendine özgü bir avantaj yaratmayı hedeflemektedir.



Contact

İnönü District

1748. St., No:1, Yenimahalle / Ankara

email:
info@edider.org

Social Media

You can follow our social media accounts to be informed about the latest developments.

  • LinkedIn
  • Twitter
  • YouTube
  • Spotify
  • Instagram

2024© All Rights Reserved.

bottom of page